GÖRME ENGELLİLER

Görme yetersizliği, görme gücünün kısmen ya da tamamen yetersizliğinden dolayı bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumunu ifade eder

Görme Engelli: Tüm düzeltmelerle birlikte gören gözün olağan görme gücünün onda birine yani 20/200’ lük görme keskinliğine ya da daha azına sahip olan ya da görme açısı 20 dereceyi aşmayan bireylere kör denilmektedir. 20/200’ün anlamı görme yetersizliğinden etkilenen bireyin 60 cm’ den görebildiğini, normal görme gücüne sahip olan bireyin 6 m’ den görebilmesidir. Görme açısının dar olmasının anlamı ise, normal görme keskinliği olmasına rağmen, görmenin sadece merkezdekilerle, 20 dereceyle sınırlı olma, 20 derecenin dışında kalan nesneleri görememedir.                                  

Az Gören: Tüm düzeltmelerle birlikte görme keskinliği 20/70 ile 20/200 arasında olan bireylerdir. Anlamı ise normal gören birey 6 m’ den görmekte, az gören birey ise 2 m ile 60 cm arasındaki mesafeden görebilmektedir.

  Her birey gibi görme engelli bireylerin de kendine özgü özellikleri, ilgi yetenek ve öğrenme ihtiyaçları bulunmaktadır. Görme engelli bireylerin çevrelerini algılamaları ve bilgi toplamaları, sağlam kalan duyularına dayalı olmaktadır. Bu nedenle de görme engelliler öğrenirken nesnelere dokunur, nesnelerin çıkardıkları sesleri dinler, koklar ve tatlarına bakarak nesnenin özelliklerini anlamaya çalışıp diğer duyu organlarından geniş ölçüde yararlanırlar. Dokunma duyusunun görme engelli bireylere uygun özel eğitim yöntemlerine göre kazandırılması gerekmektedir. Çevreyi ve çevredeki uyaranları algılamada önemli olan bir diğer duyu organı da işitmedir. İşitme duyusu görme engelli bireylerin sosyal ilişkilerini sürdürmede önemlidir.

    Görme engelli bireyler, tüm diğer engellilerde olduğu gibi bazen engellerinden bazen de toplumun anlayışsız tavrından dolayı engellerini daha fazla hissetmekte ve olumsuz yönde etkilenmektedirler. Bu olumsuz etkilenmeyi en aza indirgemek veya bunlarla baş edebilme becerisini kazandırmak Tolga  Özel Eğitim Merkezinin en önemli hedeflerinden biridir bunun yanında küçük yaştan itibaren eğitime alınmaları, gelişimleri açısından önemlidir. Bu nedenle görme engellilerin bireysel özellikleri ve özür dereceleri dikkate alınarak bilişsel, sosyal, akademik, psikomotor, bağımsız hareket, günlük yaşam ve özbakım ile ilgili temel becerilerin kazandırılması kurumumuzun temel yaklaşımları sayılabilir.

Görme engelli bireylerin eğitiminde ailenin rolü çok önemlidir. Görme engelli bireyin toplumla bütünleşebilmesi için erken eğitim ve destek eğitim hizmetlerinden yararlanması ne kadar önemli ise ailelere yönelik doğru bilgilendirme, yönlendirme ve bilinçlendirme ile engelli bireyin eğitimine ailenin aktif katılımının olabilecek en erken zamanda sağlanması kurum olarak en büyük hedefimizdir. Aile eğitimi, bireylerin okuldan ya da çevreden öğrendiklerinin kalıcı olmasını sağlamaktadır. Görme engelli bireylerin öğrenmelerinin kalıcı olması için farklı ortamlarda da genellenmesini sağladığından ailelerin eğitilmesi kurumumuz için önemlidir.

Tolga Özel Eğitim Merkezi olarak Görme engelli bireyin eğitimine yönelik çalışmalar planlanlarken (bilgi paylaşımı, uygun araç gereç sağlanması, eğitsel etkinlikler için ortam düzenlenmesi vb.) görme engelli bireyin yaşı, özür derecesi, becerileri, bireysel farklılıkları, gelişim düzeyi vb. göz önüne alınarak bireysel eğitim programı hazırlanırken öğretmen veya uygulayıcı ile ekibin bir parçası olan aile birlikte çalışıp, kazanımların gerçekleştirilmesinde ve modüle yeni kazanımlar eklenebileceği durumlarda, başka bir deyişle tüm programın zenginleştirilmesinde ailenin önemi göz ardı edilmez. 0–6 yaş döneminde aile ile yapılan çalışmalar evde desteklenmeli özellikle 0-3 yaşta görme engelli bireyin eğitimi ev odaklı yürütülmelidir. Aile hizmetleri, Tolga Özel Eğitim sisteminin bir parçası olarak uzun süreli ve sistematik biçimde düzenlenmiştir

 

İletişim Formu